Konferans; "Çağdaş İnanç Problemleri"

Manşetler

Konferans; "Çağdaş İnanç Problemleri"

  •  31 Ekim 2024 Perşembe
  •  41 Görüntüleme
  •  Yazdır

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Zile Meslek Yüksekokulu Konferans Salonunda “Çağdaş İnanç Problemleri” başlıklı konferans düzenlenmiştir.

Konferansa konuşmacı olarak Hüseyin YURTGEZEN davet edilmiştir.

Katılımcıları selamlayara konuşmasına başlayan YURTGEZEN, , inanç’ın tanımının “bir düşünceye çok sağlam bir biçimde, içten, gönülden bağli bulunma, güvenle doğru saymak” olduğunu söyledi.

Katılımcılara inancın tarihçesinden bahseden YURTGEZEN, ilk insan Hz. Adem’den bugüne kadar birçok inanç çeşitleri ortaya çıkmış ve hepsinin ortak özelliğinde bir yaratacı kavramı olduğunu söyledi.

Zamanla farklı kavramlarla adlandırılsa bile dinler her zaman var olduğunu, bu durumun da insandaki inanma ihtiyacının fıtri yani doğuştan olduğunu kanıtladığını, zamanla ortaya çıkan farklı akımlar insanlarda inanç problemlerinin ortaya çıkmasına neden olduğunu söyleyen YURTGEZEN, bu akımların/problemlerin başında  Ateizm ve Deizm'in geldiğini söyledi.

YURTGEZEN; Teizmin, “Tanrı” anlamındaki Yunanca Theos kelimesinden türetildiğini, âlemin yaratıcı sebebi olan, varlığı mutlak bir Tanrı inancını savunan felsefî düşünceyi ifade ettiğini, bu düşünceyi benimseyene teist dendiğini ve  Teizme göre Tanrı içkin olduğunu(her şeye müdahildir), bu felsefi disiplinin deizmden en büyük farkının dinlerin, peygamberlerin ve kutsal kitapların varlığını da kabul etmesi olduğunu ifade etti.

Ateizm ise, Tanrı ve tanrısal inancın reddedilmesidir. Ateizmin, gerçekliğin din ile aranmasına ve açıklanmasına tamamen karşı olduğunu, tanrıları, ruhsal varlıkları, metafiziki inançları ve bütün dinleri reddettiğini,

Deizmin ise, Tanrı’nın varlığını ve âlemin ilk sebebi olduğunu kabul etmekle birlikte akla dayalı bir tabii din anlayışı çerçevesinde peygamberliği şüphe ile karşılayan veya inkâr eden bir  ekol olduğunu söyledi.

YURTGEZEN, Bu akımların ortaya çıkmasının  başlıca sebeplerini şöyle sıraladı;

  • KİLİSE, Bilim adamlarına baskı uyguluyor hatta hapis cezası veriyordu. (Engizisyon mahkemeleri)
  • YAHUDİLER bu durumu fırsata çevirerek hedefe dinin kendisini koydu. Oysa problem din değil dini istismar eden Kilise idi (KARL MARKS, DURKEİM, FREUD...)
  • Yaşanan dini ve ahlakı tahrifatlar
  • Din adamları ve tüccarlar aşırı zengin olmuş, köylü ve alt tabakadaki insanlar ise çok fakir düşmüştü.
  • Adalet askıya alınmış mahkemeler âdeta bir rant aracına dönüşmüştü.

İşte Batıda Kilisenin bu vb  aşırı baskılar yanlış politikalar sonucu DEİZM, KİLİSEYE TEPKİ OLARAK ORTAYA ÇIKMIŞ ve daha sonra ATEİZME DÖNÜŞMÜŞ ve tarihte ilk defa ATEİZM diye bir durum ortaya çıkmıştır.

Deizmin başlıca  iddialarını;

  1. Tanrı vardır ama aşkındır; hiçbir şeye KARIŞMAZ.(bu yüzden kötülük problemini Tanrıyla ilişkilendirmezler)
  2. İnsanın Tanrıya karşı sorumluluğu yoktur; ödül/ceza da yoktur.
  3. Yaratma oldu ve bitti!
  4. Peygamberlik yoktur, Tanrı ve Hakikat vahiyle değil akılla bilinir. AKIL VE BİLİM HER ŞEYDİR!
  5. Tanrı tehdit etmez (bununla özellikle gençleri hedeflerler)

Şeklinde sıralayan YURTGEZEN,

Deizme geçişin başlıca sebeplerini de şu şekilde sıraladı;

  1. Batıda; Kilisenin baskısı, Dini siyasete alet etmesi, Dini yanlış yorumlaması,bilime karşı çıkışı... vb.
  2. İslam karşıtı kişi ve lobilerin İslam aleyhinde propagandası(İSLAMOFOBİ)
  3. İslam dünyasında ise; Rol model eksikliği
  4. Üslup problemi
  5. Bilgi kirliliği (herkesin din hakkında konuşması)
  6. Taklîdî imana sahip insanların(özellikle gençlerin) mahiyetini tam kavrayamadıkları ibadet ve yasaklara uymak nefislerine ağır gelmesi vb sebepler «insanın sorumluluğu yoktur» diyen deizme/özgürlüğe! Geçiş yapmasında önemli rol oynamaktadır.

Ülkemizde kendisini deist veya ateist diye niteleyen insanların çoğunun aslında Müslüman olduğunu söyleyen YURTGEZEN, Fakat taklidi imandan kurtulamadığı, ibadetleri yapmak ve haramlara uymanın nefse ağır geldiği için ve belki de en önemlisi çevresindeki insanlara ayak uydurup ÖZGÜR! Olmak istediği için(işin kolayına kaçıp veya kendilerini kandırarak) kendilerini bu şekilde ifade ettiklerini söyledi.

YURTGEZEN, karşı eleştirilerini ise sıraladı;

  1. İnsanın Tanrıya sorumluluğu yoksa insan ve kâinat niye/nasıl….yaratıldı?
  2. Ödül ve ceza yoksa dünyadaki bunca zulüm ve kötülüğü işleyenlerin durumu ne olacak, örneğin yangın çıkaranla söndüren bir mi tutulacak?
  3. Madem her şey akılla bilinir. Doğrular kime ve neye göre(hangi akla göre) belirlenecek?(ör dünyanın yuvarlaklığı, pandemi ve aşı…)
  4. Hadi Tanrı akılla bilindi. İbadet, ahlak, iyilik ve kötülük, adalet vb kime neye göre belirlenecek? Örneğin evlilik yasaklarını kim ve neyebelirleyecek? Cahiliye döneminde üvey anneyle evlilik vardı.19. yy a kadar Hindistan'da kocası ölen kadınlar yakılırdı.
  5. «Akıl tek başına insanları ateizme, vahiy de taassuba götürür. (Aliya)

Ateizmin savunduğu bazı argümanlara YURTGEZEN aşağıdaki şekilde cevaplar vermiştir.

İddia-1:

Dünyada madem düzen var, Tanrı iyi ve her şeye gücü yetiyor, o halde neden dünyada KÖTÜLÜK var?

TEZ: Madem kötülük var; o halde ya tanrı yok, ya da var ama kötü veya her şeye gücü yetmiyor!

  1. Cevap:
  2. Bu dünya adalet değil İMTİHAN DÜNYASI. İmtihanda ÖZGÜR İRADEolmazsa imtihanın bir anlamı olmaz. Ve Allah insana hiçbir kötülüğün olmadığı bir dünya vermiş ve ona bu düzeni koruma görevi vermişken(halifelik) suçu Allah’a atmak?! Oysa dünyadaki kötülüklerin geneli insan kaynaklıdır. Allah kötülüğe imtihan gereği müsaade eder fakat kötülüğe rızası yoktur. Daima adalet, iyilik vb emreder tüm kötülüğü de yasaklar! Ayrıca her imtihan bir imkandır her imkân da bir imtihandır.

İddia-2:

Müslüman olmayan birisi iyi bir insan olsa da cehennemde ebedî, Müslüman birisi ise günahları olsa da neticede cennete girer ve ebedî kalır. Bu durum âdil midir?

Cevap:

  1. Bir insan cennete inanmıyor ve böyle bir talebi yokken birilerinin onu cennete koymaya çalışması ne kadar mantıklı? Kafir birisi adeta Allaha meydan okuyor; sana da peygamberlere de, cennet/cehenneme de inanmıyorum demekte ve ölene dek bu tutumunu sürdürmektedir. Ayrıca kimin cennet ve cehenneme gideceğini sadece Allah bilir. Bunun yanında dünyada herhangi bir kurum veya işyerinin kurallarına aykırı hareket edenlere verilen cezayı kimse yadırgamazken ahiretteki bu durumun garipsenmesi her şeyden önce akla ve vicdana aykırı bir tutumdur.

İddia-3:

  1. İSLAM hak bir din ise bugün müslümanlar neden bu durumda, ve müslümanların hayatıyla İSLAM neden örtüşmüyor? Batılı ülkelerin çoğu ateist veya müslüman olmadıkları halde niçin bizden daha dürüstler?

Cevap:

  1. İSLAM kusursuz müslümanlar ise kusurludur. İslam çalışmayı, okumayı, üretmeyi, adaleti, kardeşliği…emreder her türlü kötülüğü yasaklar. Bunun gereğinin yapılıp yapılmaması Müslümanlara kalmış bir şeydir. İSLAM, Müslümanlardan kaynaklı kötülüklerden ve tembellikten beridir. Müslümanlar geçmiş tüm zamanlarda bugün olduğu gibi tembel, geri kalmış, paramparça ve de inancından kopmuş da değildir.Asr-ı saadetten Osmanlının son dönemlerine kadar müslümanlar birçok alanda sayısız başarılara imza atmış ve devasa bir MEDENİYET(bilim,temizlik,mimari..) bırakmıştır. Hatta Batının bugünkü bilim ve teknolojisinin genel manada altyapısını müslümanlar oluşturmuştur. Bunun yanında Batı’nın geçmişte ve günümüzde birçok soykırım ve zulme imza atmışken nasıl olur da dürüst diye ifade edilebilir? Oysa Müslümanların tarihinde hiç bir zaman soykırım veya zulme dayalı bir sömürge anlayışı söz konusu olmamıştır.

 

Ateist akımlara karşı birkaç soru sıralayan YURTGEZEN;

1.Sizin iddianıza göre yaratıcı yoktur. Çünkü kötülüğe engel olmuyor  ve bu durum adalete aykırıdır.! Bu iddiaya göre ahiret/hesap da yoktur dolayısıyla herkesin yaptığı yanına kâr mı kalıyor?

Oysa İslam’a göre hesap günü vardır ve o gün ADALET tam olarak tecelli edecektir.

2. Madem kötülük var diye «Tanrı yoktur» tezini savunuyorsunuz o halde dünyadaki «iyilik ve güzellikleri» nasıl izah edeceksiniz?

3.Madem yaratıcı ve hesap günü yoktur o halde bizler bu dünyaya niye geldik, nerden geldik, nasıl geldik hayatın anlamı nedir ve onca yapılan kötülük ve zulümlerin hesabı ne olacak?

YURTGEZEN, pogramın sonunda katılımcılara yanında getirdiği hediyeleri dağıtarak teşekkür etti.

Sonrasında Sayın Hüseyin YURTGEZEN’e Zile Meslek Yüksekokulu tarafında teşekkür belgesi takdim edilerek program sonlandı.

 


Youtube videosu için tıklayınız





Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Zile Meslek Yüksekokulu, Mümtaz Turgut Topbaş Kampüsü, Yunus Emre Mh.,Çekerek Cad., No:50, 60400, Zile/TOKAT Tasarım: Bilgi İşlem Daire Başkanlığı [Web Grubu], 2018© Tüm Hakları Saklıdır.